Saturday, August 25, 2007

Yön ve Devrim ya da cunta geleneği

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=26795

Mehmet Yılmaz - m.yilmaz@aksiyon.com.tr - Sayı: 637 - 19.02.2007



Yön ve Devrim ya da cunta geleneği


Birkaç hafta önce okurlarından izin alarak yazılarına ara verdi, Cumhuriyet gazetesinin başyazarı İlhan Selçuk. Derin devlet ve 28 Şubat tartışmalarının gündeme taşındığı bir dönemde onun “taş döşeme” sanatından örnekler sunduğu yazılarından mahrum kalmak üzücü. Ama kendisini başka vesileyle bir kez daha okuma fırsatı buldum geçtiğimiz günlerde.

Muzaffer Ayhan Kara’nın kaleme aldığı “Yön’ün Devrimi, Devrim’in Yönü” adlı kitaba önsöz yazan İlhan Selçuk, Doğan Avcıoğlu ile 1950’lerin ortasında tanıştığını belirterek, Yön ve Devrim dergilerinin oynadığı misyona değiniyor: “O Akis dergisinde çalışıyordu, ben Dolmuş mizah dergisini yönetiyordum. Çabucak kaynaştık, fikir birliği dostluğu sıcaklaştırıyordu, dünyaya ve Türkiye’ye bakışlarımızda uyum vardı. Doğan alabildiğine çalışma gücüne sahip bir gerçek aydındı. Kendisine şaşardım. Akşam sofrasında birkaç kadeh atıp dergi için sabaha dek yazı yazmayı sürdürebilirdi. Türkiye’nin bu gidişle pek uzak olmayan bir gelecekte derin batağa saplanacağını, içinden çıkılmaz bir duruma düşeceğini düşünüyorduk. Yanılmamışız!”

Kast edilen dönem Demokrat Parti’nin ülkeyi yönettiği yıllar. Özellikle de 1954’ten sonraki ikinci dönemi. Geçen hafta Aksiyon’a konuşan Süleyman Demirel ne demişti, hatırlamakta fayda var: “DP’nin hizmete dalması 1954’ten sonradır.” İlhan Selçuk ve arkadaşları için ise bu dönem ülkenin batağa saplandığı yıllardır. O yüzden, ülkenin demokratikleşmesine ve kalkınmasına vesile olan hizmetlerin önünü kesen darbenin yapılmasına alkış tutuyor ve yanılmadıklarını dile getiriyor. Ona göre, 27 Mayıs 1960 tarihli askerî darbeyle gelen “devrim” hem ülkeye inanılmayacak kadar geniş bir fikir özgürlüğü açılımı sağladı hem de 1961 Anayasası ile çağdaş hukuk düzeninde baş tacı edilen kuralları Türkiye’de geçerli kıldı. İlhan Selçuk, “İşte bu yepyeni ortamda Yön dergisi fikri ortaya çıktı.” diyor.

Peki, nedir Yön hareketi? Yepyeni bir dönem başladığı halde neden bir darbeyle yönetimi eline geçirmek istedi bu hareket? Selçuk bu hareketi şöyle tarif ediyor: “Yön, sosyalizmin Atatürkçü Türkiye’nin koşullarına göre nasıl hayata geçirilebileceğini araştırıyordu; bu yönelişe milli demokratik devrim demek belki daha doğru olabilir. Adından da belli olduğu gibi Yön dergisi yönümüzü saptamakta bir fikir rehberliği üstlenmişti.” Doğan Avcıoğlu ile birlikte hareket edenlerin daha sonra çıkardığı Devrim dergisiyle ilgili olarak da şunları söylüyor aynı yazıda: “Sanıyorum ‘yönümüz saptandı; sıra uygulama dönemine geldi’ fikrinin ürünüdür Devrim.”

Kitabın yazarı Muzaffer Ayhan Kara, incelediği hareketi tanımlarken şu ifadeleri kullanıyor: “Yön Hareketi, 1960 Devrimi sonrasındaki göreceli özgürlük ortamında saklı potansiyelin ortaya çıkmasıyla oluşan deyim yerindeyse, bir sol koalisyon hareketidir. Hareketi bir arada tutan ana eksen ise sosyalist yaklaşımların yanında ulusal ve anti-emperyalist bir zemin, bunun yanında Kemalist Devrim’in kazanımlarının korunarak derinleştirilmesi anlayışıdır.” Kara’ya göre Yön, Avcıoğlu’nun yeni bir iktidar perspektifinin ve devrimci atılımının fikriyatını oluşturmak amacıyla gündeme getirdiği bir dergiydi. Devrim ise iktidara el koymaya hazırlanan zinde güçlerin, Avcıoğlu ve arkadaşlarının tanımıyla ‘Devrimci Ordu Gücü’nün sözcüsüydü.

Beni bunları yazmaya sevk eden sebepler ise bugün Türkiye’de yaşananlar. AK Parti’nin Demokrat Parti gibi ikinci kez tek başına iktidar olmasını engellemek isteyenler, cumhurbaşkanlığı seçimi ile genel seçimleri etkilemek niyetinde olanlar, silah üzerine, ölme ve öldürme üzerine yemin edenler, ülkeyi sömürenlerden kurtarmaya ahdetmiş ‘ulusalcılar’ var aramızda. Tabii askerlere “Kurtar bizi Paşam” diyenler de…

Sahi neler oluyor Türkiye’de?

İyi haftalar.

No comments: