Saturday, August 25, 2007

Atatürkçü restleşme

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=14246

Adem Yavuz Arslan - Sayı: 290 - 24.06.2000



Atatürkçü restleşme


“Kim gerçek Atatürkçü? Kim sahte?” “Eskinin Maocuları, bugünün Atatürkçüleri.” Bugünlerde yoğun gündem arasında pek gün yüzüne çıkamayan, ama Atatürkçü Düşünce Derneği ekseni etrafında süren bir tartışma bu.


Özellikle Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı seçilmesiyle başlayan bir gerginliğin son noktası oldu aslında bu durum. Çünkü bugün tüm Türkiye çapına yayılmış 451 şubesi ile önemli bir sivil toplum kuruluşu olan ADD’de nüfuz çatışması artık gün yüzüne çıktı. Şimdilik kavganın sonucu belli değil ama kavgada taraflar son derece ciddi.

Aslında herşey Yekta Güngör Özden’in ekibiyle birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı seçilmesiyle başladı. Bu tarihten sonra, daha önceleri aralarından su sızmayan Atatürkçü Düşünce Derneği ile İşçi Partisi arasına ne olduysa ‘kara kediler’ girmiş oldu. Önceleri ‘etik’ boyutunda başlayan tartışmalar ardından karşılıklı hakaretler ve ithamlara kadar ulaştı. Doğu Perinçek’in başyazarlığını yaptığı Aydınlık dergisinde sürekli olarak Atatürkçü Düşünce Derneği’ni hedef alan yazılar yer almaya başladı. Hatta 16 Nisan tarihli Aydınlık dergisi, Pentagon’a dayandırdığı bir haberde, bu kurumun “Yekta Güngör Özden yönetimindeki ADD’yi Türkiye ve Avrupa bölgesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin ‘merkezi’ olarak tasarladığını savunuyordu.

“Lions Atatürkçülüğü”

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Amerikan eksenine girdiğini savunan Perinçek yönetimindeki Aydınlık, Özden için de “Lions Atatürkçüsü” tanımlamasını yapıyor. Yekta Güngör Özden’in mason olduğunu iddia eden Aydınlık, Özden’in değişik zamanlarda yaptığı konuşmalardan alıntılar yaparak bu savını güçlendirmeye çalışıyor. Özden’in “Rotaryenler için kökleri dışarıdadır, Onlar ajandır diyenlerin kendisi ajandır” sözünü hatırlatan dergi, Özden’in Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başına geçtikten sonra dernekle masonik kuruluşlar arasındaki ilişkilerin arttığını belirtip, Özden’in de Büyük Kulüp’e 311 sıra numarasıyla kayıtlı olduğunu belgeleriyle yayınlıyor.

Perinçek ve ekibinin topyekün Yekta Güngör Özden’e karşı saldırıya geçmesiyle birlikte savaşta tüm doneler, ele geçen savlarla desteklenip kullanılıyor. Özellikle 28 Şubat sürecinde ‘yanında olmakla gurur duydukları” Çevik Bir bile bu tartışmada malzeme oldu geçtiğimiz günlerde. Perinçek, Çevik Bir’in Amerika’nın isteği doğrultusunda ADD’nin başına geçirileceğini savunup Yekta Güngör Özden’in Çevik Bir’le işbirliği halinde olduğunu savunuyor. Perinçek Atatürkçü Düşünce Derneği’ne üye bile olmayan Çevik Bir’in nasıl başkan olacağı sorusuna ise “Bizim bunu yazmamız planı suya düşürdü ancak ekibi dernek içinde örgütlenmeye devam ediyor” şeklinde konuşuyor.

Aydınlık, Türkiye’nin NATO’ya girmesinden sonra, ABD’nin kanatları altında gelişen Rotary Kulüpleri’yle birlikte, Atatürkçülüğe de yeni bir içerik kazandırıldığını, artık geçerli olanın “Rotaryen Atatürkçülüğü” olduğunu savunurken şöyle diyor: “Kemalist Devrim’in önderi, Batı yanlısı yapıldı. Atatürkçülük, Batı tarzı yaşama indirgendi. Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Kenan Evren, Turgut Özal, Tansu Çiller, Çevik Bir, Yekta Güngör Özden gibi kaderini ABD ve Batı ile birleştirmiş kişiler bu sayede “Atatürkçü” oldular. Gerçi buna günümüzde “Clinton Atatürkçülüğü” de deniyor.”

Aydınlık ekibinin Yekta Güngör Özden aleyhine başlattığı kampanyada THK da önemli bir nokta. Genelkurmay’ın görevden aldığı Atilla Taçoy’un Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu’nda olması eleştirilirken “Atatürkçü kurumlara kötü örnek” olarak yorumlanan olayın ardından Özden’in ekibiyle birlikte istifası isteniyor. Taçoy’un ADD yönetiminde yer almasına askeri çevrelerden de çok büyük tepkilerin olduğunu savunuyor dergi.

“Özden istifa etmeli”

Özden ve Perinçek arasındaki kavga hergün yeni boyutlara ulaşırken derneğin eski başkanlarından Prof. Dr. Nejat Kaymaz ‘ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık” için Özden’in istifa etmesi gerektiğini savunuyor. Derneğin kurucularından olan Kaymaz, 50 kurucudan 13’ünün Özden ve ekibi tarafından kayıtlardan silindiğini iddia ederek “Atatürk’ün özenle kurduğu ulus—devlette genel bir ihale, özelleştirme, yağmalama furyasının yaşanmakta olduğu bir zamanda Sayın Özden buna pek ses çıkarmazken, ADD’yi devletleştirme misyonunu üstlenmiş gibi görünmektedir. Protokolün üst sıralarında yer almışlık kendisine sanki ‘devletlilik’ niteliği ve duygusu kazandırmış; başka devletlilerle omuz omuza, bir seçkinler lobisi içinde, halktan uzak, ayağı yere basmayan, karşılıklı birbirini ağırlayan oturaklı kişilerle birlikte derneğe de sanki bir ‘şûra—yı âli’ statüsü kazandırmak istiyor” diyor. Özden’in derneğe kendi başkanlığı döneminde üye olduğunu ve bundan memnun olduğunu ancak derneğin bugünkü durumu karşında kahrolduğunu söylüyor.

Öte yandan Tüm Öğretim Üyeleri Derneği ile Ulusal Güçbirliği Kurulu Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu’nun Atatürkçü Düşünce Derneği’ne (ADD) üyelik başvurusunun ADD Genel Merkezi tarafından reddedilmesi de Aydınlıkçıları kızdıran önemli bir gelişme oldu geçtiğimiz günlerde. Hatipoğlu, bu karardan sonra yaptığı açıklamada, “Genel Başkan Yekta Güngör Özden, geçmişten gelen özel kini ve 10 Haziran’da yapılacak kongrede ‘aday olurum’ korkusuyla üyeliğimi reddetti” şeklinde konuştu.

“Bunlar Maocu”

Yekta Güngör Özden’e Aydınlık tarafından başlatılan saldırıda bardağı taşıran son olay ise Özden’in derneğin Üsküdar şubesinde 29 Mart’ta verdiği konferans oldu. Özden “Böyle bir şey söylemedim” diyor ama Aydınlık dergisinde yer alan konuşma metninde şu ifadeler yer alıyor: “Doğu Perinçek bölücüdür. Bunlar mikrop gibi içimize sızdılar. Antalya’da bir programa davet ettiler. Listeye baktım midem bulandı. Listenin içindekilere baktım, dünün Maocuları, bugünün Kemalistleri. Yarın Apocu olmayacaklarını kim garanti edebilir? Siz anlarsınız kimler olduklarını. Ben Atatürkçü Düşünce Derneği’nin bir parti ile anılmasını istemiyorum. Sol Güçbirliğine de inanmıyorum”.

Dergideki iddiaya göre Özden, İşçi Partisi hakında da şu nitelemelerde bulunuyor: “İşçi Partisi Kemalist olduğunu ve Altı Ok’a sahip çıktığını söylüyor da neden bayrağına Altı Ok’tan birisini bile almıyor. Bunlara kanmayalım. Doğu Perinçek’in Kemalistliği samimi değildir arkadaşlar, Apo ile çekilmiş fotoğrafını gördünüz. Savunmasında Lozan Konferansı’nda Atatürk’ün Kürtlerle ilgili sözlerinden bahsediyor. O yüzden yargılandı. Ayrıca partisi de, bizzat benim sayemde kapatıldı. Doğu Perinçek’in babasını iyi tanıyorum. AP’liydi. Derneğimizde kendini Kemalist olarak yutturan bu Maoculara yer yok arkadaşlar. İşçi Partililer ADD’ye sızıp gençleri zehirliyorlar, bunu da solda güçbirliği adı altında işliyorlar, yalan söylüyorlar.”

Dernekten attığım için saldırıyorlar

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Yekta Güngör Özden ise özellikle Doğu Perinçek ve Aydınlık dergisi tarafından kendisine yönelik eliştirilerin siyasi çıkarlar için yapıldığını söylüyor. İşçi Partisi’nin Atatürkçü Düşünce Derneği’ni partinin yan kolu olarak görmek ve kullanmak istediğini söyleyen Özden “İşçi Partililer, derneğimizde örgütlenmeye çalışıyorlardı. Derneği partinin kolu olarak kullanmak istiyorlardı. Buna müsaade etmeyip hepsinin dernekle olan ilişkilerini kestiğim için aslı astarı olmayan iddialarla saldırıyorlar” diyor.

Askeri istihbarat raporuna dayandığını iddia ettikleri haberlerin birer hayal ürünü olduğunu söyleyen Özden “Çevik Bir’i ADD’nin başına getirecekmişiz. Öncelikle Bir, derneğimize üye bile değil. Mason olduğum iddiasına gelince. Mason olduğum iddiası sıkça başvurdukları belgesiz habercilik anlayışının doruğa çıktığı bir utanç belgesidir. Mason, lions, rotaryen değilim, hiçbir ABD’li asker, sivil, bay, bayan tanıdığım yoktur. Şerefli insanlar yazdığını kanıtlar” diyor. İşçi Partililerle bundan sonra da mücadeleye devam edeceğini söyleyen Özden Atatürkçü Düşünce Derneği’nin bir partinin tekeline sokulmasına müsaade etmeyeceğini belirtiyor.

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kuruluş amacından ve ilkelerinden saptığını savunan Perinçek ise Atatürkçülüğün ADD tekeline bırakılamayacağını ve Özden yönetiminin istifa etmesi gerektiğini söylüyor. ADD eksenli sürtüşmede taraflar şimdilik karşılıklı davalar açmış durumdalar ancak tartışmanın burada bitmeyeceği kesin gibi.

No comments: